27/07 Ezgiler Ezgisi 5-8
[tr] Ezgiler Ezgisi 5-8
5:1 Bahçeme girdim, kızkardeşim, yavuklum,
Mürümü topladım baharatımla,
Gümecimi, balımı yedim,
Şarabımı, sütümü içtim. Yiyin, için, ey dostlar!
Mest olun aşktan, ey sevgililer!
2 Ben uyuyordum ama yüreğim uyanıktı.
Dinleyin! Sevgilim kapıyı vuruyor.
‹‹Aç bana, kızkardeşim, aşkım, eşsiz güvercinim!
Sırılsıklam oldu başım çiyden,
Kaküllerim gecenin neminden.››
3 Entarimi çıkardım,
Yine giyinmeli miyim?
Ayaklarımı yıkadım,
Yine kirletmeli miyim?
4 Kapı deliğinden uzattı elini sevgilim,
Aşk duygularım kabardı onun için.
5 Kalktım, sevgilime kapıyı açayım diye,
Mür elimden damladı,
Parmaklarımdan aktı
Sürgü tokmakları üzerine.
6 Kapıyı açtım sevgilime,
Ama sevgilim yoktu, gitmişti!
Kendimden geçmişim o konuşurken.
Aradım onu, ama bulamadım,
Seslendim, ama yanıt vermedi.
7 Kenti dolaşan bekçiler buldu beni,
Dövüp yaraladılar.
Sur bekçileri alıp götürdü şalımı.
8 Size ant içiriyorum, ey Yeruşalim kızları!
Eğer sevgilimi bulursanız,
Söyleyin ona, aşk hastasıyım ben.
9 Farkı ne sevgilinin öbürlerinden,
Ey güzeller güzeli?
Farkı ne ki, bize böyle ant içiriyorsun?
10 Sevgilimin teni pembe-beyaz, ışıl ışıl yanıyor!
Göze çarpıyor on binler arasında.
11 Başı saf altın,
Kakülleri kıvır kıvır, kuzgun gibi siyah.
12 Akarsu kıyısındaki
Güvercinler gibi gözleri;
Sütle yıkanmış,
Yuvasındaki mücevher sanki.
13 Yanakları güzel kokulu tarhlar gibi,
Nefis kokular saçıyor.
Dudakları zambak gibi,
Mür yağı damlatıyor.
14 Elleri, üzerine sarı yakut kakılmış altın çubuklar,
Gövdesi laciverttaşıyla süslenmiş cilalı fildişi.
15 Mermer sütun bacakları
Saf altın ayaklıklar üzerine kurulmuş.
Boyu bosu Lübnan dağları gibi,
Lübnanın sedir ağaçları gibi eşsiz.
16 Ağzı çok tatlı,
Tepeden tırnağa güzel.
İşte böyledir sevgilim, böyledir yarim, ey Yeruşalim kızları!
6:1 Nereye gitti sevgilin,
Ey güzeller güzeli,
Ne yana yöneldi?
Biz de onu arayalım seninle birlikte!
2 Bahçesine indi sevgilim,
Güzel kokulu tarhlara,
Bahçede gezinmek, zambak toplamak için.
3 Ben sevgilime aitim, sevgilim de bana,
Gezinip duruyor zambaklar arasında.
4 Sevgilim, Tirsa kadar güzelsin,
Yeruşalim kadar şirin,
Sancak açmış bir ordu kadar görkemli. ‹‹Hoş, güzel›› anlamına gelir.
5 Çevir gözlerini benden,
Çünkü şaşırtıyorlar beni.
Gilat Dağının yamaçlarından inen
Keçi sürüsünü andırıyor siyah saçların.
6 Yeni yıkanmış, sudan çıkmış dişi koyun sürüsü gibi dişlerin,
Hepsinin ikizi var;
Yavrusunu yitiren yok aralarında.
7 Peçenin ardındaki yanakların
Nar parçası sanki.
8 Altmış kraliçe,
Seksen cariye,
Sayısız bakire kız olabilir;
9 Ama bir tanedir benim eşsiz güvercinim,
Biricik kızıdır annesinin,
Gözbebeği kendisini doğuranın.
Kızlar sevgilimi görünce, ‹‹Ne mutlu ona!›› dediler.
Kraliçeler, cariyeler onu övdüler.
10 Kimdir bu kadın?
Şafak gibi beliren,
Ay kadar güzel,
Güneş kadar parlak,
Sancak açmış bir ordu kadar görkemli.
11 Ceviz bahçesine indim,
Yeşermiş vadiyi göreyim diye;
Asma tomurcuk verdi mi,
Narlar çiçek açtı mı bakayım diye.
12 Nasıl oldu farkına varmadan,
Tutkum bindirdi beni soylu halkımın savaş arabalarına.
13 Dön, geri dön, ey Şulamlı kız,
Dön, geri dön de seni seyredelim. Niçin Şulamlı kızı seyretmek istiyorsunuz,
Mahanayim oyununu seyredercesine? anlamına gelebilir.
7:1 Ne güzel sandaletli ayakların,
Ey soylu kız!
Mücevher gibi yuvarlak kalçaların,
Usta ellerin işi.
2 Karışık şarabın hiç eksilmediği
Yuvarlak bir tas gibi göbeğin.
Zambaklarla kuşanmış
Buğday yığını gibi karnın.
3 Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin,
İkiz ceylan yavrusu.
4 Fildişi kule gibi boynun.
Bat-Rabim Kapısı yanındaki
Heşbon havuzları gibi gözlerin.
Şama bakan
Lübnan Kulesi gibi burnun.
5 Karmel Dağı gibi duruyor başın,
Pırıl pırıl mora çalar saçların.
Kaküllerine tutsak oldu kral.
6 Ne güzel, ne çekicidir aşk!
Zevkten zevke sürükler.
7 Hurma ağacına benziyor boyun,
Salkım salkım memelerin.
8 ‹‹Çıkayım hurma ağacına›› dedim,
‹‹Tutayım meyveli dallarını.››
Üzüm salkımları gibi olsun memelerin,
Elma gibi koksun soluğun,
9 En iyi şarap gibi ağzın. Sevgilimin dudaklarına, dişlerine doğru kaysın. metin ‹‹Uyuyanların dudaklarına››.
10 Ben sevgilime aitim,
O da bana tutkun.
11 Gel, sevgilim, kıra çıkalım,
Köylerdefı geceleyelim.
12 Bağlara gidelim sabah erkenden,
Bakalım, asma tomurcuk verdi mi?
Dalları yeşerdi mi,
Narlar çiçek açtı mı,
Orada sevişeceğim seninle.
13 Mis gibi koku saçıyor adamotları,
Kapımızın yanıbaşında
Taze, kuru,
Her çeşit seçme meyve var.
Senin için sakladım onları, sevgilim.
8:1 Keşke kardeşim olsaydın,
Annemin memelerinden süt emmiş.
Dışarıda görünce öperdim seni,
Kimse de kınamazdı beni.
2 Önüne düşer,
Beni eğiten
Annemin evine götürürdüm seni;
Sana baharatlı şarapla
Kendi narlarımın suyundan içirirdim.
3 Sol eli başımın altında,
Sağ eli sarsın beni.
4 Ant içiriyorum size, ey Yeruşalim kızları!
Aşkımı ayıltmayasınız, uyandırmayasınız diye,
Gönlü hoş olana dek.
5 Kim bu,
Sevgilisine yaslanarak çölden çıkan? Elma ağacı altında uyandırdım seni,
Orada doğum sancıları çekti annen,
Orada doğum sancıları çekip doğurdu seni.
6 Beni yüreğinin üzerine bir mühür gibi,
Kolunun üzerine bir mühür gibi yerleştir.
Çünkü sevgi ölüm kadar güçlü,
Tutku ölüler diyarı kadar katıdır.
Alev alev yanar,
Yakıp bitiren ateş gibi.
7 Sevgiyi engin sular söndüremez,
Irmaklar süpürüp götüremez.
İnsan varını yoğunu sevgi uğruna verse bile,
Yine de hor görülür!
8 Küçük bir kızkardeşimiz var,
Daha memeleri çıkmadı.
Ne yapacağız kızkardeşimiz için,
Söz kesileceği gün?
9 Eğer o bir sursa,
Üzerine gümüş mazgallı siper yaparız;
Eğer bir kapıysa,
Sedir tahtalarıyla onu kaplarız.
10 Ben bir surum, memelerim de kuleler gibi,
Böylece hoşnut eden biri oldum onun gözünde.
11 Süleymanın bağı vardı Baal-Hamonda,
Kiraya verdi bağını;
Her biri bin gümüş öderdi ürünü için.
12 Benim bağım kendi emrimde,
Bin gümüş senin olsun, ey Süleyman,
İki yüz gümüş de ürününe bakan kiracıların.
13 Ey sen, bahçelerde oturan kadın,
Arkadaşlar kulak veriyor sesine,
Bana da duyur onu.
14 Koş, sevgilim,
Mis kokulu dağların üzerinde bir ceylan gibi,
Geyik yavrusu gibi ol!